Cuma, Ağustos 07, 2009

Suada Quante

8. Evlilik yıldönümümüzü Suada- Quante'de kutladık. Kuruçeşme parkında valelere arabanızı teslim ettikten sonra her 2 dakikada bir adaya sefer yapan özel motorlara biniyorsunuz. Su ada gerçektende çok güzel bir klüp ve çarşamba günü olmasına karşın full doluydu.Sanırım İstanbulun gece hayatına hiç bir avrupa ülkesinde rastlanamaz

Cumartesi, Ağustos 01, 2009

İSVİÇRE 7. GÜN ZÜRİH

İsviçre'nin başkenti ve avrupanın refah düzeyi en yüksek şehri Zürih'e yağmurlu bir sabahta ulaştık. Otelimiz tren istasyonuna yürüme mesafesinde olduğu için hiç taşıt kullanmadan otele ulaştık . Kısa bir yerleşmeden sonra dolaşmaya çıktık ve o anda yağmur başladı ve gece yarısına kadar hiç durmadan yağdı. Sonuçta ne yazıkki şehri çok zevkli gezme şansımız olmadı. Halbuki zürih hakkındaki kitaplarda Ağustos ortasında yağmurların başladığını okumuştuk :(




İsviçre'nin en büyük kenti olan zürih aynı zamanda ülkenin sanat ve alışveriş konusunda en iddalı şehri..... Önemli sanat çalışmaları Kunsthaus ve Rietberg Müzelerinde sergileniyor. Alışveriş için en iyi adres Bahnhofstrasse and Niederdorf caddeleri....

St Peter's kilisesi ve bulunduğu meydan çok güzeldi. kilisenin 13. yüzyıldan kalma çan kulesinde dünyanın en büyük saatini gördük. Burayı merkez yaparak limmat nehri'ne doğru şehrin daracık sokaklarını yağmur altında keşvetmeye çalıştık.İsviçre'nin en güzel caddesi bahnhofstrasse'de vitrinlere baktık. ( Bu cadde 1,5 km uzunluğunda) Nehrin karşı kıyısına geçerek grossmünster katedralini ziyaret ettik. 15. yüzyılda inşa edilen ve 18. yüzyılda kubbeyle örtülen ikiz kuleler sehrin en dikkat çekici anıtları.



Akşamın ışıkları şehre ulaşınca bizde yağmurdan ıslanmış ve şehrin tadı damağımızda kalmış olarak otele döndük. Ertesi sabah İstanbul'a döndük. Kızımızı çok özlemiştik. Sırada bodrum vardı......


İSVİÇRE 6. GÜN BERN

6. günün sabahında gözlerimizi isviçre'nin başkenti Bern'de açıyoruz.Bern tarihi ve doğasıyla güzel bir Avrupa başkenti. 1191 yılında Dük Berchtold V. von Zähringen tarafından kurulmuş,1848 yılından beri ise başkent....Şehrin sembolü Ayı, evet yanlış okumadınız. Şehrin kurucusu ava ilk çıktığında hangi hayvanı vurursa onun şehrin sembolü olacağını söylüyor ve avda ilk vurduğu hayvan Ayı oluyor. Aynı zamanda yüzyıllardır şehrin sembolü olan Ayıların bulunduğu büyük bir park ( Barengraben) turistlerin ziyaretine açık.

Otelimiz (Nov Otel) eski şehire yürüyerek 20 dakika uzaklıkta olduğu için kolayca yürüyerek merkeze iniyoruz. Yolumuzun üzerindeki Rosegarden gerçekten çok güzel...http://boga.unibe.ch/boga/ Bu büyük park binlerce değişik çeşit bitkiyi ve gülü görmek mümkün...


Botanik bahçesinde ( rosegarden) ,japonlardan fırsat bulursanız, çok güzel fotoğraf manzaralarıda yakalamak mümkün.