Perşembe, Eylül 21, 2006
ZARAGOZA-MADRİD
Madrid- ZARAGOZA 1. GÜN
Sabah saat 8.30'da Madrid'e gitmek üzere yola çıkıyoruz. Saat 12.00 civarlarında Zaragoza'da yemek arası veriyoruz. Şehrin en özellikli yeri kathedralin bulunduğu meydan,bizim olduğumuz gün 3-4 düğün vardı. İlginçtir düğünlerde çok az kişi vardı bizim düğünleri görseler çok şaşırırlar sanırım. Bu şehir ispanya'nın 4. büyük şehri olmasına karşın bana çok küçük göründü.
Gerçi çok uzun süre kalmadığım için doğru bir değerlendirme yapmam zor görünüyor.....Öğlen yemeği için rehberimizin tavsiyesini dinliyoruz.
Las Palamos isimli restaurant'da adam başı 12 EUR vererek çok güzel bir yemek yiyoruz. İlginçtir burak hala karides yemekten bıkmış gözükmüyor. Saat 14.00 civarında hareket ediyoruz. Saat 17.00'de ise işte Madrid'deyiz.Otele gitmeden önce rehberimiz 2 saat'lik bir şehir turu hazırlamış. Görülecek yerler barselon'daki gibi dağınık olmadığı için kısa molalarla 2 ,5 saatte bütün şehirin ana turist noktalarını ve büyük caddelerini görüyoruz.
Şehirdeki ilk durağımız boğa güreşlerinin yapıldığı arena, kurban kesmeyi vahşi bulan Avrupa'nın bu utanca nasıl izin verdiğini düşünürken rehberimiz İspanyolların boğa güreşlerinden hoşlanmadığını ancak turistlerin büyük ilgi göstermesi ve iyi paralar ödemeleri nedeniyle devam ettirildiğini anlatıyor. En azından artık İspanyolların da sevmediğini öğrenmek içimi rahatlatıyor. Bir boğanın acı çekerek vahşice öldürüldüğü gösteriyi seyretmeye gelen zavallılara acıyarak bakarak o mekandan derhal uzaklaşıyoruz.
Yolumuza devam ediyoruz karşımıza Torres Puerta Europa çıkıyor. Bu iki kule bir köprüyle birleştirilecek şekilde tasarlanmasına karşın madrid belediyesi güvenlik nedeniyle izin vermemiş. Burada çalışanların masaları nasıl düz
duruyor acaba???
Puerta Alcala'dan şehre giriyoruz. Ağustos ayının sonu olması nedeniyle madrid'lilerin çoğu tatil'de . İspanya'da Ağustos ayında herkes tatil yapıyor. Bu nedenle şehirler boş , bazı dükkanlar restoranlar kapalı !Pazartesi işbaşı yapacakları için biz bugün ve hafta sonu rahatız, trafik problemi yok. Bu arada önce Atocha tren istasyonuna uğradık onu yazmayı unutmuşum. Tren istasyonunun yazılacak nesi mi var?
Atocha tren istasyonunun içinde bir botanik bahçesi bulunuyor. tropikal bitkilerin yetiştirildiği bu sera bu istasyonu görülmeye değer kılıyor ve turist noktalarından biri yapıyor. Yaratıcı değilmi:)
Bu arada kapıdan geçtiğimiz noktaya geri dönersek.......... La Plaza cervante 'ye giderek ünlü yazar Mıguel Cervantes'in roman kahramanları Don Quıjote ve Sancho pansa ile fotoğraf çektiyoruz.......
Turumuzu tamamladıktan sonra otelimize gidiyoruz. Bu turdaki en büyük hayal kırıklığı bu otel oluyor bizim için. Otel 4 yıldızlı ve çok konforlu olmakla birlikte oldukça şehir dışında ve metro istasyonuna 15 dakika uzaklıkta . Şehirin dışında olmasından çok metroya uzaklığı bizim için madrıd'de kaldığımız süre içinde ciddi bir sorun yaratıyor.
Akşam rehberimizle yemek için şehir merkezine gidiyoruz. 20 kişilik bir grup olduğumuz için metro ve ıssız yollarda yürümek sorun olmuyor. Plaza Sol'de metrodan inerek küçük bir tur yapıyoruz. Sonra fast food bir şeyler yedikten sonra gece otelimize dönüyoruz. Sabah yoğun bir program bizi bekliyor.
MADRİD 2. GÜN
Ertesi sabah kalabalık olmadan sabah sakin saatlerde kraliyet sarayını gezmek istiyoruz. Metro'dan opera durağında iniyoruz. Kısa bir yürüyüşten sonra saray işte karşımızda . Giriş ücreti 8 EUR ve sarayın ziyaret saatleri pazar günleri hariç 9.00-18.00 .pazar günleri saat 15.00'de ziyaret bitiyor.
Placio Real veya Royal Palace 2000'den fazla odasıyla gerçekten de ihtişamlı bir yapı. Bu odaların 50 tanesi ziyarete açık. Kraliyet ailesi uzun bir süredir şehir dışındaki yazlık sarayda kalıyormuş. Aile bu sarayı sadece resmi törenlerde kullanıyormuş. Kral Felipe çocukluğunu fransa'da versailles sarayında geçirdiği zamanlarda bu saraydan çok etkilenmiş ve bu sarayda da bu etkileri görmek mümkün. sarayın içindeki yemek odasında aynı anda 140 kişinin yemek yemesi mümkün,küçük bir kilise, ilaç odaları , yatak odaları ve her yerde kraliçe ısabella'nın resimleri.....
Saray'ı gezmemiz yaklaşık 1,5 saatimizi alıyor. Sarayın hemen yanında Madrid'in en büyük kathedrali La Almudena yer alıyor. Burayı ziyaret etmek için saraydan ayrılıyoruz......
4. Felipe ve karısı Isabel 17. yy'da madrıd'ın büyük bir kathedrali olmasına karar veriyorlar. Ancak arzulanan kathedralin yapımına 1883'de başlanıyor ve 1993'de tamamlanıyor. Bu tarihe kadar Iglesıa Cathedral de San Isadora kullanılmış. Kathedral'den çıkarak Plaza mayor'a doğru calle mayor üzerinden yürümeye başlıyoruz.Sol tarafımızda San Nicolás de los Servitas.
Kiliseye dışarıdan baktıktan sonra Calle Mayor'a geri dönüyoruz ve sağ tarafımızda Plaza De la villa Madrid'in şehir meydanı
Plaza Mayor'a gelmeden önce sağ tarafımızda San Miguel'i görüyoruz. Eskiden hareketli bir pazar yeri olan mekan süper marketlerden sonra hareketini yitirmiş. İçine girmeden Plaza Mayor'un küçük kapılarının birinden Plaza Mayor'a geçiyoruz.
Plaza Mayor çok hareketli bir meydan açık hava kafeleri canlı performans gösterileriyle tipik bir meydan. Meydandaki kafeler çok pahalı olduğu için oturmaktan kaçınmakta fayda var !Bu arada Meydandaki en erotik figür ise bir fırın :)
Fırın tadilattaydı ama bina gerçektende çok sevimli !!!! Calle cuchilleros'a doğru merdivenlerden aşağıya iniyoruz. Amacımız öğlen yemeği için seçtiğimiz Botin'i bulmak .Botin hemen solda görünüyor.
Botin hemingway'in çok sevdiği bir mekan olmanın yanı sıra madrid'in hatta dünyanın en eski restaurantı.( Bkz Guıness Rekorlar Kitabı) 1725 yılından beri hizmet veren mekan ne yazık ki bizim gittiğimiz saatte henüz yemek servisine başlamamıştı. Mekanın en ünlü yemeği kuzu kızartması ( cordero asoda). Fiyat listesine göz gezdiriyoruz gerçektende çok yüksek fiyatlar bir sonraki gün asoda'sı ile ünlü Segovia'ya gideceğimiz için bu sıcakta midemizi ve kesemizi zorlamamaya karar verip daha hafif birşeyler bulmak için Plaza Sol'a gitmeye karar veriyoruz.
Puerta Sol Madrid'in merkezi olarak kabul ediliyor. Gezimiz boyunca bu meydana nerdeyse her gün geldik :)Gün boyu çok hareketli olan meydan aynı zamanda madrid'in sembolüne'de ev sahipliği yapıyor.
Çilek ağacına tırmanmış bir ayı figürü!
Bu meydanla özdeşleşmiş bir diğer görüntü ise, 1 bira reklamı olan tio pepe
sol meydanı İspanya'nın merkezi olarak kabul edilmiş. Bütün mesafeler bu meydandaki bir noktadan başlıyor, işte bu km taşına ayağımızı basıyoruz.
Meydanda ne yiyebiliriz diye düşünürken burak ilginç bir tapas fast food keşvediyor
Demonidditos bizim duran sandwıch'lerine benzeyen uygun fiyata küçük sandwıch'ler hazırlıyor. 4 sandwıch bir bira 10 EUR civarında.Mc Donald's ve türevlerinden bıkanlar için iyi bir seçenek..... Yemekten sonra vitrinlere bakıyoruz meydanda biraz daha oyalandıktan sonra metro ile otelimize çok yakın arena civarındaki alışveris caddesine gidiyoruz.Ordan Irmak için bir şeyler alıp, yedikten sonra ( Mc Donald's) otele dönüyoruz. Akşam flemenco......
Flemenco sevdamızda bayağı maceralı oldu. Biz gitmeden Madrid'in en tanınmış gece klüplerinden birine internetten rezervasyon yaptırmıştık. Ancak yemekli istemediğimiz için saat 24.00'deki gösteri için yer ayırmıştık. Madrid'e varınca burayı bulduk. Çok sevimli bir gece klubüydü ancak otelin şehre uzak oluşu bu saate dışarıda olmak güvenli olurmu veya nekadar taksi öderiz sorularını gündeme getirince turla gitmeye karar verdik.
Bizi Corral De Pacheca adlı klube götürdüler. rehber Madrid'deki en iyi gösteri dedi. 1,5 saatlik performans için 50 EUR verdiğimiz düşünülürse bu şekilde yorum yapmasını çok normal buluyorum. Biz gösteriyi çok sevdik. Hayran olduk. Ancak madrid'in en iyisimi bilmiyoruz ?
en so
200
nmakta fa
kob
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder