Cumartesi günü bayram tatilini geçirmek için yola çıktık. İstikamet 2 gece geçireceğimiz Selçuk-Şirince köyü. Yolculuk çok keyifli geçti,klasik susurluk arasından sonra Selçuk'a vardık. Yandım Çavuş'da çöp şiş yedik. En son 5 sene önce gittiğimiz mekan bu sefer hayal kırıklığı yaratıyor......Yemekten sonra selcuk'a çok yakın olan (8 km) Şirince köyüne gittik. Otel seçimimiz Kırkınca Evleri çok doğru bir karardı. Gerek personelin sıcak ilgisi gerekse merkezi konumuyla en iyi konaklama yeri.
Fotoğraflar otelin terasından çekildi. Şirince şirin bir köy. Köyde hemem hemen bütün dükkanlar şarap satıyor. Şarapların tadına bakarken fark etmeden 2-3 bardak içmiş oluyoruz. Meyvalı şaraplardan elma ve karadut favorimiz. Eve dönünce niye daha fazla almadık diye üzülüyoruz. Kırmızı şaraplarıda çok keyifli....Yemekleri otelin restaurantında yedik. Fiyatlar makul lezzetler ise çok güzel. Özellikle kırkınca kebebı, patlıcan çorbası,turp otu, şevketi bostan, ot kavurma, zeytinyağlı tabağı tadıyla aklımda kalanlar....
Şirince'nin tarihçesine gelince eski ismi Çirkince olan köye 1924 yılında mübadele ile selanik'li türkler yerleşmiş. Günümüzde 200 ev bulunuyor.Tarihi ve mimari dokusu ile görülmeye değer güzellikteki köyün araç girmeyen dar sokakları parke taşla kaplı. yaygınlaştı. Şarap tanrısının adını alan Dianysos pansiyon; Kırkınca pansiyon, Hotel Şirince evleri , Erdem pansiyon ve Nişanyan evleri 19.yy Anadolu yaşam tarzını olduğu gibi yansıtan mimari ve dekorasyonlarıyla yaz-kış hizmet veren konaklama yerleri. ‘Türkiye’nin küçük otelleri’ kitabını yazan Müjde-Sevan Nişanyan çifti evlerin restorasyonunu ilk başlatanlar. Sevan Nişanyan bu sırada on ay hapis yatmak zorunda kalmış. Halk arasında da daha küçük çapta pansiyonculuk yaygınlaşıyor. Köyde 17 pansiyon olduğu söyleniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder