Cumartesi, Aralık 13, 2008

Selçuk-Efes

Tatilimizin ikinci günü güzel bir kahvaltıdan sonra Selçuk'a yola çıktık. Bugün için gezmek istediğimiz çok yer olmasına karşın ve Efes'e hayran kaldığımız için 3-4 saat Efes'de gezdikten sonra yorgun ve aç bir şekilde Selçuk'a geri döndük. Yukarıdaki resimde Selçuk kalesi görünüyor.


M.Ö.11 yüzyilda Atina Krali Kodros’un oğlu Androklos, diğer kolonistler gibi Anadolu’ya gelmis, Efes civarina yerlesmis. Söylenceye göre; Androklos yeni bir sehir kurmak için yol çikmadan önce bir kahine danisır. Kahin ona sehri kuracaği yerin bir balik ve yaban domuzu tarafindan gösterileceğini söyler. Adamlariyla birlikte Anadolu kiyilarina adim adan Androklos yakaladiklari baliklari tavada pisirirken, tavadan firlayan bir baliğin siçrattiği kivilcimlar çalilari tutusturur.Çalilarin arkasinda bulunan bir yaban domuzu alevlerden korkarak kaçmaya baslar. Bunu Andraklos kahinin söylediklerini hatirlar ve atina binerek yaban domuzunu takip eder ve onu öldürür ve yaban domuzunu öldürdüğü yere kentini kurar. İşte bu şehir Efes'dir. Efes ören yerinde, Hadrianus Tapınağı girişindeki frizde Efes'in bu 3 bin yıllık kuruluş efsanesi anlatılmaktadır.




Tamamen mermerden inşa edilen ilk şehir olan Efes'i gezmek için bence en az 2 gün gerekiyor. Ben görebildiklerimiz arasında yukarıda resmi olan Celcus Kütüphanesini çok beğendim. Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olan yapı hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiş. M.S.106 yılında Efes valisi olan Celsus ölünce, oğlu kütüphaneyi babasının adına mezar anıtı olarak yaptırmıştır. Celsus'un lahdi kütüphanenin batı duvarı altındaymış.

M.Ö. 560’da Lidyali’lar tarafından Efes ele geçirilirdikten sonra kent Artemision çevresine tasimış. Bugün gezilen Efes ise Büyük İskender’in generallerinden Lysimachos tarafindan Bülbül ve Panayir dağlari arasindaki vadide M.Ö. 3.yy da kurulmus.Kent Akdeniz’in önemli deniz ticaret merkezlerinden biri olmus. M.Ö. 2.yy’da Romalilarin egemenliği altina giren Efes hizla gelismeye baslamis ve Roma İmparatorluğunun Küçük Asya’daki baskenti olarak M.S. 2.yy’la kadar en parlak dönemini yasamis. O dönemde kentin nüfusu 250 bin’e ulasiyormuş. Yasanan büyük depremler ve Bizans Döneminde Küçük Menderes’in getirdiği alüvyonlarla dolan limanin büyük bir bataklik olusturmasi ve sitma salgininin bas göstermesi sonucunda kent terk edilmiş. Sonrasında Efesliler kentin ilk kurulduğu Ayasuluk tepesine yerlesirler. 1304 yilinda Selçuklu’lar tarafindan ele geçirilen kent 1426 yilinda Osmanli topraklarina katilmış, 1914 yılında Ayasuluk adı Selçuk olarak değistirilmis.

 Efes, tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları yaklaşık 8 kilometrelik geniş bir alana yayılıyor.in Ayasuluk Tepesi, Artemision, Efes ve Selçuk olarak dört ana bölgedeki harabeler yılda ortalama 1,5 milyon turist tarafından ziyaret edildiğini öğrenerek tarihimizle gurur duyuyoruz.
 Tümüyle mermerden yapılmış ilk kent olan Efes'teki mermer yolda şimdi kızlarımız yürüyor :)

Antik Tiyatro: Mermer Cadde'nin sonunda bulunan yapı, 24.000 kişilik kapasiteyle antik dünyanın en büyük tiyatrosuymuş.. Çok süslü ve üç katlı sahne binası tamamen yıkılmış Oturma basamakları üç bölümlü. Tiyatro, St. Paul'ün vaazlarına mekan olmuş.Şimdi ise aslı ve faruk'un dans şovuna ev sahipliği yapıyor :)
















Efes antik kentinde ilgimizi diğer çeken bölümler, yamaç evler ve umumi tuvaletler bölümü oldu. Yamaç evlerin içini gezmedik ancak kentin zenginleri için yapılan ve yüksekte bulunan bu evlerin içleri mozaiklerle süslüymüş. Umumi tuvaletler ise şehrin sosyalleşme yerlerinden biri. Ortasında hamam ve etrafında herkesin birlikte tuvalet ihtiyacını giderebildiği değişik bir yapı. Karşısında agora bulunuyor.

 Peki neler öğrendik bu gezide ;

  • Selçuk’un en az 8000 yıllık bir tarihe sahip olduğunu,
  •  İncil’de sözü edilen “Yedi Kilise”den birinin Selçuk ilçesi sınırları içinde olduğunu
  •  Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nın Selçuk’ta olduğunu,.
  •  “Bir nehirde iki kez yıkanılmaz” diyerek her şeyin değiştiğini söyleyen ünlü filozof Herakleitos’un (İ.Ö 540-480) Efes’te yaşadığını
  •  Meryem ana için yapılan ilk kilisenin Efes’te olduğunu,
  • İncil’in dört yazarından biri olan St. John’un Selçuk’ta öldüğü ve burada gömüldüğünü,
  •  Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın 188 yılının kışını Antonious ile birlikte Efes’te geçirdiğini,






En önemlisi de Selçuk'da en iyi çöp şişin Selçuk Köfte Evin'de yenebileceğini ve 1 porsiyonun asla yetmediğini :)
Yarın şirince'den ayrılarak Çeşmeye doğru yola çıkacağız. Ama önce Tİre, Ödemiş ve Birgi'ye uğrayacağız........







Hiç yorum yok: